TeknoSufi

"IKI KAPILI BIR HANDAYIM"

Saturday, January 13, 2007

GözYaşı

Ne biliyoruz?
Neden ağlar bir insan?
O an devasa evren birkaç "katreye" sığar, en dingin anıdır insanın!
Hepinizde bulunan cep kameraları bazen "an" saptaması için ideal birer neseneye dönüşüyor.
Kendi iç girdaplarıma gömüldüğüm sessiz, yalnız bir anımda, fark ettirmeden bir kare fotoğrafımı çekmiş can kardeşim. Fotoğrafı bir gün sonra gösterdi bana.
Renkli çıktısını aldım, uzun uzun kendi gözlerime ve o yanağımdan yer çekime meydan okuyan tek bir damlaya kilitlendim.
O an başka, çok başka bir şeyi fark ettim.
O küçücük damlanın tam ortasından bir ışık yansıyordu, mavi küçük bir ışık hüzmesi açılmıştı adeta..
pencereden baktığım anmış meğer..
neden bunca birbirimize benziyoruz?
o an bir gizem
bir sır peşinde değiliz, sadece var olma, olabilme travmasını mı düşünüyoruz?
o mavi ışık gözyaşının mührü mü?
o kırılmadan nasıl açılır tüm kapılar?
..

bitmedi,

+..

Sufi.

3 Comments:

Blogger MS said...

Sevgili Sufi,

Gelişleriniz hep bir yaz yağmuru gibi, gelişleriniz kalemime güç veriyor, yazmak için umutlandırıyor beni. Nasıl oldu da geliverdik bir araya kısa bir zamanda; saklı gizli köşemde, yazdıklarınızı okuyup kurşun rengini kelimeler coğrafyasında incelikle işleyen size hep imrenirdim. Sizi bana, beni size getiren randevuya, örgüler ağına minnettarım.

Aslında sorunun sahibi ben değildim ama yine de sevindim bu habere.

Borgesdefteri kesinlikle sığmaya çalıştığı daranın epey dışaralarını taştı diye düşünüyorum; tutturulmuş çıtanın sürekli daha yukarılara taşınması istediği açıkça okunuyor. Umud ederim olması gereken yere oturur.


En içten selam ve hürmetlerimi gönderiyorum size,

Merih

10:33 PM  
Blogger Sufi said...

Belki aramizdan "timegoesby-e" sayfasini ziyaret etmemis olan arkadaslar olabilir, mutlaka sevgili Merih'in sayfasini, yazilarini okumanizi tavsiye ediyorum.
o denli derli toplu bir dusu, bakisi var ki, inanin onun gibi yetenekli dostlari okudukca, tanidikca umutlaniyorum.
sevincim gorulmeye deger oluyor o anlarda.

Defterimize gelince, ulasan haberler sevindiricidir, defter her an bir surpriz yapabilir!
Galiba yapacak!

Umarim isler arkadaslarin planladigi bicimde ilerler.

cunku bu defter su an her hangi bir edebiyat, felsefe dergisini en az 5 sene icten besleyecek kapasitededir.

cok okumaliyiz, cok calismaliyiz.
gozumuzu, gonlumuzu dort acmaliyiz.

siir gibi oldu:)
olsun bir kerede oyle olsun.

unutmadan sozunu ettigim o ses
aylardir tartistigimiz o seher ezanidir!
ve ben o mutluluga eristim, defalarca dinledim,
olamaz boyle bir sey,
kalbim nerdeyse yerinden firlayacakti, eger bugune kadar dinlediklerim Ezan ise, bu ne peki?
Ve bu ses, nota, yorum insanin kanini donduruyor.

Gozyasi yazisi o sesi dinledikten sonra geldi.

evet aglatti bu ses.
Acaba Sting bu yorumu dinlerse nasil tepki verir?
Yazin Istanbul konserinde bir seher tesadufen ezan sesini merak edip dinlemis ve kendi anlattigina gore cok derinden etkilenmis.

biraz "teknik ozuruluyum" bu konularda, ama defterden destek alarak gecici bir sure buradan sizlerinden dinlemesini istiyorum.
inanin o an baska bir duygu seli kapliyor insani.

Sufi.

6:44 AM  
Anonymous Anonymous said...

"melek zirvesi" dediği o an;
kapı çalınıyor,
açıyorsun, hemen oracıktaki merdiven boşluğuna bir kaç kelime sızıyor boşluğa, bir hissediş bu,ince usul
yakalıyorsun ,
ve yanıtlamıyorsun, yanıtların gerekliliğine inanmıyoruz artık.
büyük unutuluştan sonraki anımsayış; ruhtan olan bir uruk yolculuğu söze sığmaz, sessizce nüfuz eder ve iş görür.
yine de sen, gönlün estiğinde kapıyı aralık bırak ...

5:23 AM  

Post a Comment

<< Home